Şehitler, Allah’ın mükâfatlandıracağı insanı nasıl bilir?

Al-i İmran suresinde şehitlerle ilgili “Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar” diye haber veriliyor.
- Şehitler, Allah’ın izni ile Allah’ın mükafatlandıracağı insanı nasıl bilir?
​Şehitler Allah’ın izni ile Allah’ın mükafatlandıracağı insanı bilir ve ona müjde verirmiş.
- Mükafat derken ne kastediliyor?
- Şehitler o insana müjdeyi nasıl vermek istiyor?
- Biliyor ve tanıyor mu şehitlerimiz o insanı?

Değerli kardeşimiz,

Şehitlerle ilgili ayetlerin mealleri şöyledir:

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” (Al-i İmran, 3/169-170)

Bu konuda İbn Abbas’tan gelen rivayete göre, Hz. Peygamber (asm) Efendimiz şehitleri nitelerken şöyle buyurmuştur:

“Şehitlerin ruhları yeşil kuşların içlerinde olur. Onlar cennetin ırmaklarına (yüzmek için) giderler, onun meyve / ürünlerinden yerler. Diledikleri yerlerde gezerler. Arşın altında, altından yapılmış kandillere yerleşirler. Kendilerine mükâfat olarak ikram edilen evlerinin, yiyecek ve içeceklerinin güzelliğini görünce, 'Keşke kavmimiz (dünyada iken beraber yaşadıkları tanıdıklarını kastediyorlar), içinde bulunduğumuz nimetlerden ve Allah’ın bize ikram ettiği bu güzel durumumuzdan haberdar olsalardı da onlar da -Allah yolunda- cihad etmeye rağbet etmiş olsalardı.' şeklinde bir temennide bulundular. Bunun üzerine Allah 'Bu durumu onlara ben haber verir ve kardeşlerinize iletirim.' diye buyurdu. Bu haberi alan şehitler çok sevindiler ve müjdelenmiş oldular. Allah da bu hususta ilgili ayetleri indirdi." (bk. Razi, İlgili ayetlerin tefsiri)

- Mükâfat derken, hadiste geçen o nimetleri kastediyorlar.

- Şehitler o arkada kalmış ve henüz gitmemiş arkadaşlarının cihadın bir mükâfatı olan bu güzel nimetlere kavuşmalarını istiyorlar. Bu üstün bir meziyettir ki, kendilerinin kavuştuğu mertebeye onlarında kavuşmasını samimi olarak arzu ediyorlar.

Esasen “şehitler kendilerini ölmüş bilmezler”. Buna göre belki de “keşke onları görsek de bunları haber versek.” diye temennide bulunmuş olabilirler. Veya kendilerine verilen mükâfatın Allah tarafından verildiğini kesin olarak bildikleri için hakkalyakin derecesinde, Allah’a ve ahirete olan imanlarını konuşturmuş olabilirler.

Görüntüsü hoş olmayan cihadın altında saklı olan elmas değerindeki karşılığını görünce mümin kardeşlerini de unutmamışlar. Ayetlerde bu güzel hasletler de ders verilmiş olabilir.

- Şehitler, haklarında temennide bulundukları kimseleri elbette dünyada iken biliyor ve tanıyorlardı. Bu sebeple onlar için de bu mükâfatı samimi olarak istiyorlardı.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet