Hanefilerin, hürmeti müsahare konusundaki delilleri yeterli midir?

Tarih: 04.11.2013 - 01:23 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hanefilerin görüşü dokunma ve bakma ilişkiye götüren iki şeydir ve ihtiyat zamanında bunların yerini alır. Oysa çok meşhur bir kaidedir ki, yakin şek ile zayi olmaz.

- Burda resmen yakin olarak bilinen nikahın ihtiyat diyerek şek ile zayi edilmesi söz konusu değil mi?

- Bir de hanefilerin hüccet edindiği bir hadis var. “Kim, bir kadının fercine bakarsa, o kimseye baktığı o kadının annesi helal olmaz, kızı da helal olmaz.” şeklinde. Aancak bu hadis İbni Mesud'da mevkuf diye geçiyor. Üstelik cinsel ilişkiden kinaye de olabilir deniyor. Yanlış bilmiyorsam yine Ehl-i sünnet bir hadis alimi Darekutni de buna zayıf demiş.

- Bakmak, dokunmak da zinaya giden yollar olarak haram, ama hiçbir zaman zina ile eş tutulmamışken, neden burada eş tutuluyor?

- Tüm bunlar doğru mu; bir Ehl-i sünnet mezhebi, üstünde şüphe bulunan delillerle hem de bu kadar önemli sonuçları olan şeyler söylemez değil midir? Bu nasıl olabiliyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Evvela şunu biliyoruz ki, her mezhebin takip ettiği bir metodu vardır. Genel kurallarına uygun olan zayıf rivayet veya tevilleri ön plana çıkarabiliyorlar. Bu sebeple, herhangi bir mezhebin zayıf bir argümanı kullanması anlaşılabilir. Hatta meşhur muhaddis Tirmizi, “mamûlun bih” (ümmetin kendisiyle amel ettiği) zayıf bir hadisi, daha kuvvetli bir hadis rivayetine tercih edebilmiş ve kitabına almıştır. Çünkü, ona göre, ümmetin bir konuyu kabul edip onunla amel etmesi, onun doğruluğu için başlı başına bir delildir.

Bu açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, bir mezhebin doğru olarak kabul ettiği bir konu, sadece delil olarak gösterdikleri hadis ve benzeri argümanlar değil, aynı zamanda kendilerinin kesin olarak doğru kabul ettikleri genel prensiplerinin toplamından meydana gelen bilgilerdir.

Sadece bu konu değil, dört mezhebin her birisinde belki böyle onlarca zayıf görünen aklî ve naklî deliller vardır. İşte bu delillerin bir dayanak kabul edilmesi, asıl prensipleriyle uyum sağladığı için zayıf da olsa, o prensiplerle güçlendiğini düşünüp kabul etmişlerdir.

- Asıl konumuza gelince;

Hanefilerin bu konuda kullandıkları delillerden biri de

“Daha önce geçen durum bir tarafa, bundan böyle babalarınızın nikâhladığı kadınları artık nikâhlamayın.”(Nisa, 4/22)

mealindeki ayettir.

Onlara göre, ayette yer alan “babalarınızın nikâhladığı kadınlar” mealindeki ifadeden maksat, nikah akdi değil, cinsel ilişkidir. Buna göre ayetin manası: “Bundan böyle babalarınızın cinsel ilişki kurduğu kadınları artık nikâhlamayın.” şeklindedir.

Cinsel ilişki genel bir ifade olup, meşru ilişki yanında gayrimeşru ilişkiyi de içine alır. O halde, ayetten şunu anlamak mümkündür:

“İster sahih bir nikah akdiyle olsun, ister zina ile olsun, babaların ilişkide bulunduğu kadınlarla, onların çocukları evlenemez.” (bk. el-İhtiyar li talili’l-muhtar, 3/88; Bedaiu’s-Sanai’, 2/261)

- Burada sizin de işaret ettiğiniz gibi, Hanefiler, ihtiyat payı olarak “kadının fercine dokunmayı veya şehvetle bakmayı” da aynı şekilde değerlendirmişler ve soruda yer alan hadis rivayetini de ayrı bir delil olarak zikretmişlerdir. (el-İhtiyar, Bedaiu’s-Sanai’, a.y.)

- Bu konuda, Ebu Hanife’nin yanında Kasım, Hasan, Mücahid, Mekhul, Hammad gibi alimler de İbn Mesud’un merfu olarak rivayet ettiği

“Kim bir kadının fercine bakarsa, onun annesi ve kızı ona helal olmaz.” (bk. İbn Kudame, el-Muğni, 7/121)

manasına gelen hadis rivayetine dayanarak, aynı görüşü beyan etmişlerdir.

- Ancak, İmam Şafii ve alimlerin büyük çoğunluğu bu görüşe katılmamıştır. (İbn Kudame, el-Muğni, a.y.)

Söz konusu haberin mevkuf ve zayıf olduğu da belirtilmiştir. (İbn Kudame, el-Muğni, a.y.)

- el-Fetava’l-Hındiye’de de özetle şu görüşe yer verilmiştir:

“Bir kimse, şehvetle bir kadının fercine bakarsa, o kadın o kişinin oğullarına haram olur, sıhriyet bağı gerçekleşir.” (bk. el-Fetava’l-Hındiye, 7/274)

- Bu konuda İbn Hacer de İbn Ebi Şeybe’nin “Kim bir kadının fercine bakarsa, onun annesi ve kızı o kişiye haram olur.” şeklinde yaptığı rivayete Beyhaki’nin zayıf dediğini belirtmiştir.(bk. İbn Hacer, 9/157)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun